webnovel

Yıkım Döngüsü Serisi: Cesaret Çağı

Işığın yokluğunda gölgeler büyür… Amaranthine adlı diyarın topraklarının eteklerinde küçük bir çiftlikte yaşayan, çok özel bir kızın etrafında şekillenecek destansı bir fantastik hikâye. Ağabeyi ve babası tarafından hiç sevgi görmemiş, annesini ise doğar doğmaz kaybetmiş olan Bertha nefret dolu bir çocukluk geçirir. Kendisini her zaman ailesinden daha farklı biri olduğunu hisseder. Bir gün büyük bir Gri Muhafız savaşçısı olup komutanın adamlarına katılmayı ve Derin Yollarda ki kara nesil ordularından Thedas’ı korumayı düşler. Fakat babası tarafından Gri Muhafızlara katılması yasaklanıyor. Ama Bertha asla hayırı cevap olarak kabul eden bir insan değildir. Tek başına yollara koyuluyor. O şehirdeki büyük turnuvaya katılmaya ve ciddiye alınmaya kararlıydı. Ancak çıktığı bu yolda onu hiç beklemediği şeyler bulacaktır. Soyluların aile dramları, iktidar savaşları, ihtirasları, aşk, entrika, kıskançlık, şiddet ve ihanetler ile uğraşmak zorunda kalacak. Ayrıca kendisinin de bilmediği gizemli özel bir kaderi olduğunu keşfedecek. Bertha tehlikelere atılıp, tüm engellere rağmen olmak için can attığı Gri Muhafızlık için çabalarken öldü bildiği annesinden haber alıyor ve kendi hakkında bildiği her şeyin sadece bir yalandan ibaret olduğunu öğreniyor. Sizleri güçlü bir kızın yaşayarak anlatacağı üzgün ama şanlı bir hikaye bekliyor.

PenetratorGod · Fantasy
Not enough ratings
19 Chs

Bölüm 8 - Vahşi

Başka bir yola doğru girdiğim sırada, karşılaştığım görüntü karşısında donup kalmıştım. En korkunç kâbuslarım gerçek olmuştu sanki. Vücudumdaki tüm tüyler diken oldu. Ormanın bu kadar içlerine dalarak ne büyük bir hata yapmış olduğumu o an anladım.

Tam karşımda, en fazla yirmi metre ilerde vahşi bir Sylvan duruyordu. Neredeyse iki katlı bir ev kadar büyük olan bu canlı kereste canavarı, ormanların en çok korkulan yaratıklarından biriydi. Daha önce bu tarz bir yaratığa hiç rastlamamış olsam bile hakkında yazılmış ve çizimlerinin olduğu kitaplardan çok okumuştum.

Hikâyelerde denir ki, dünyamızda biz faniler farkında olmasak ta yaşayan iblisler vardır ve insanlar her zaman içlerine girmek için tercih ettikleri avlar değildir. Bir iblisin insanın içine girmesi demek, güçlü iradeli büyücülerle, tapınakçılarla veya diğer istemeyeceği durumlarla uğraşması demektir.

Bazı iblisler, hayvanların hatta bitkilerin aracı olarak kullanmayı daha kolay bir yol olarak bulur. Tabii bu bedenler insanlar kadar uygun bir ev sahibi değildir. İşte bir iblisin içine girmiş olduğu ağaçlar Sylvan olarak bilinmektedir.

Genel olarak bunu yapan iblisler hiyerarşi de en zayıf olan öfke iblisleridir. Nadirde olsa bu tarz ağaçların bazılarında zekâ belirtileri gözlemlendiği olmuştur. Bu türleri daha az şiddete meyilli ve sakindirler, ancak bunlara oldukça nadir rastlanmaktadır.

Sylvan yavaş ama son derece güçlüdür. Kurbanlarına pusuya düşürerek saldırmayı tercih ederler. Öldürmek için tuzağa çekerler. Bir Sylvan ile normal bir ağaç arasındaki fark dikkatli şekilde bakıldığında anlaşılır derecededir fakat onlar doğal ortamlarında olduklarında neredeyse saptanamayan bir gizlenme yetenekleri vardır. Düzenli sık ağaçlar arasında hareketsizce gizlendiklerinde fark etmek çok zordur.

Bir Sylvan uzun boylu bir insanı andırır. Kapkara iki göz yuvası ile açılamayan bir ağza ve kök bacakları ve ayaklarla, kollar gibi uzanan dallardan oluşur. Bilinen tek zayıf yönleri doğal olarak ağaç olduklarından ateşe karşı çok duyarlı olmalarıdır.

Daha önce çiftlikteyken bu yaratığı gördüğünü söyleyen insanlarla karşılaşmıştım ama bunlara fazla inanmamıştım. Çünkü bu yaratıkla karşılaşan sıradan birinin sonunun ölüm olacağı baştan bellidir. Bu yüzden çiftçilerin iddialarına aldırmamıştım. O adamları bu hilkat garibesi hiç farkında olmadan saniyeler içinde öldürürdü muhtemelen.

Ayrıca o anlarda bile aklımda hala kısa bir süre önce karşılaştığım elf kadın vardı. Onunla ve bu Sylvanla olan karşılaşmam neyin belirtileriydi? İyi bir alamet miydi? Yoksa kötü mü? Bunu şu an bilmiyor ama çok merak ediyordum ve bunu ne olursa olsun öğrenecek kadar hayatta kalmalıydım.