1 Giriş

Anlaşma sonunda yapılmıştı.

1 ay için ev ücreti alınmayacaktı. Ve her şey serbestti.

Gayet mantıklı bir anlaşma olmuştu, ama riskliydi de.

Bir şekilde işleri yoluna koymayı planlıyordu.

~~~

Kapı zili ardı ardına beş kere çalmıştı. Yavaşça oturduğu koltuktan kalktı ve ayaklarını sürüyerek kapıya doğru ilerledi. Terlik sesi boş koridorda yankılanıyordu.

Bir kere daha çaldı zil.

"Tamam, az sabır! Geldim."

Kapıyı hızlıca açtı.

Önündeki kişiye göz gezdirdi.

"Kimsin?"

Beyaz tenli, biraz uzunca biri duruyordu karşısında. Şekilli yüzü, belirgin elmacık kemikleri, sivri bir çene, güzel ama sönük mavi gözler...

Bir veya iki saniyelik bakışma sanki bir saat sürmüş gibiydi.

"Bir aylık ev arkadaşın."

"Demek sen o'sun. Biraz model gibi geldin de bana." deyip hafifçe sırıttı.

Uyuşuk gözler elindeki çantayı gördü. Ve cümlesine ilave etti " Buyur içeri geç. Elindekini de alayım."

Mavi gözler içeriye adım atmaz evi taramaya başladı. Her gördüğüne hafifçe dokunuyor ve bir adım daha atıyordu. Oturma odasına gelince kapı önünde durdu ve önüne döndü.

"Adın ne?"

Girişten kalınca bir ses " Ben Koray. Ya sen?"

"Ben de Emre."

Oturma odasına girmekten vazgeçip koridorda ilerledi. Mutfağın kapısından içeri baktı. İyice inceledikten sonra oturma odasına geri döndü.

Koray karşısında böyle biri görünce hem şaşırmış hem de telaşlanmıştı. İçinden "Herif rus falan mı acaba?" diye geçirdi. Eşyaları onun kalacağı odaya götürdükten sonra oturma odasına ilerledi.

Televizyondan gelen kısık sesler ortamdaki gerginliği biraz olsa azaltıyordu. Sessiz birine benziyordu ve ağzını gerekmedikçe açmıyordu. Durumdan rahatsız olmuştu Koray. Bu yüzden konuşmayı başlatmak adına bir şeyler söyledi.

" Ee kaç yaşındasın?"

"21, sen?"

"Ben de öyle."

Sessizlik.

"Okuyor musun?"

"Evet. Psikoloji."

"Ben de mühendislik."

Yine sessizlik.

Koray dayanamayıp ayağa kalktı. "İçecek bir şey ister misin?"

"Soda varsa mükemmel olur."

"Tamamdır. Rahat davran, bir ay beraberiz nasıl olsa" dedi azalarak uzaklaşan ses.

Emre odayı bir kez daha gözden geçirdikten sonra üstündeki montu çıkarıp koltuğun kenarına bıraktı. Altındaki pantolonu da aynı şekilde. Nasıl olsa rahat davran denilmişti.

Koltuktan kalkıp masada duran joystick'i eline aldı. Televizyonu biraz kurcaladıktan sonra halıya oturup bağdaş kurdu.

"Bakalım neler varmış.." dedi mırıldanarak.

O sırada Koray buzdolabında keşfe çıkmıştı. Biraz dağınık olduğundan istediği şeyleri bulmak bayağı uzun sürüyordu. Son bir tane kalmış olan soda şişesini alıp kapağını açacakla açtı. Bardağa doldurup uyuşuk hareketlerle oturma odasına ilerledi.

Hiç konuşmayan insanlara pek alışık değildi. Biraz sinirleri bozulmuştu. Ama bir şey de söyleyemiyordu.

İçeri girdiği anda ağzından kaçırmamak için zor tuttuğu "Oha." lafı aklında yankılanmaya başladı. "Herife rahat davran dedik. Utanmasa soyunacak lan." diye düşündü. "Üstüne üstlük oyun oynuyor. Allahım.."

"Buyur." diyerek sodayı Emre'ye uzattı.

"Sağ ol."

Koray hala şoktaydı.

"Gelsene fifa atalım."

"Iımm, tamam olur."

Yere çöküp bağdaş kurdu Koray da. Emrenin uzattığı konsolu aldı. Pek odaklanamıyordu oyuna. Hem şaşkın hem öfkeli, karmakarışık duygular içinde boğuluyordu resmen. Model adam hem suskun hem de umursamazın tekiydi. Koray bir ay boyunca evin cenaze evine döneceğine düşündü. Sessizlikten iyice sıkılacaktı. Zaten kendini iyi hissetmiyordu.

Hâlâ aklını kurcalayan başka şeyler vardı. Eve yeni birinin gelmesi bir anlığına bunları unutturmuştu. Ama tümüyle unutmak mümkün değildi.

Yüzünü buruşturmuş bir şekilde düşüncelere dalmışken bir ses işitti.

"Ne, n'oldu?"

"Nelere daldın acaba?" dedi hafifçe gülerek yanındaki model adam.

"Yok, yok bir şey ya. Öyle dalmışım."

"Psikoloji okuyorum."

"Evet, biliyorum."

Emre bu sefer küçük bir kahkaha patlattı.

Koray neler olduğunu şaşırmış, resmen afallamıştı. Yüzünü buruşturdu.

"Niye gülüyorsun ya?"

Emre daha da çok gülmeye başladı.

Koray önüne dönüp anlamaya çalıştı ama durum saçma sapandı. Emre'yi görünce ona da gülme gelmişti.

Beraber birkaç dakika kahkahalara boğuldular sonra duruldular. Emre'nin gözünden yaş gelmişti gülmekten.

Ayağa kalkıp "Bugün çok yoruldum. Biraz dinlenmem lazım. Ne taraftan?"

Hızlıca ayağa kalkıp "Gel." dedi Koray.

Bomboş koridordan geçip en sondaki odaya girdiler.

"İşte geldik."

Emre birkaç adım atıp içeriyi süzdü. Ardından arkasını dönüp "Sağ ol, iyi geceler." dedi.

Koray da "İyi geceler." diye mırıldanarak koridordan ilerledi.

"Hiçbir bok anlamadım, neler yaşadım ben demin?" diye geçirdi aklından. Televizyonun başına geçtiğinde ekranda gördüğüne inanamadı.

10 - 0

Sonra aklında bir cümle belirdi.

"Normalde de bu kadar kötü müsün futbolda?"

...

"Hay sıçayım."

avataravatar
Next chapter