webnovel

Çöl Aslanı

Genç Hassad, Hammerfell diyarında Sentinel şehrinde küçük bir Kızılmuhafız ailesinde dünyaya geldi. Annesini doğumundan birkaç gün sonra yitirmişti. Babası bir denizciydi. Onu da okyanusta çıktığı bir iş gezisinde gemisinin alabora olması sebebiyle 1,5 yaşındayken kaybetmişti. Öksüz ve yetim kalan Hassad'a dayısı sahip çıkmıştı. Anne ve baba şefkati ile sevgisinin eksikliğine rağmen dayısının kucağında mutlu bir çocukluk geçirdi. Hassad gezmeyi çok severdi. Serpilip büyüdüğünde hayatını değiştirecek bir seçim yaparak dayısının yanındaki rahat hayatını bırakıp maceracı olmaya karar vermiş. Dayısı, Hassad'ın bu kararına saygı duymuş ve hatta onu desteklemiş. Yardım olarak ona bir kese altın verdikten sonra vedalaşmışlar. Ardından Hassad'da bu parayla şehirden büyük bir at ve gösterişli bir eyer aldıktan sonra hiç tanımadığı ıssız Alik'r Çölü'nde yolculuğa çıkmış. Çöl kurtlarının saldırısına uğramış ve onlardan güçbela kurtulduktan sonra köle tacirlerinin eline düşmüştü. Ancak onlardan bir şekilde kaçan Hassad fedakar atı ile tekrar yola düşmüştü. Derin bir vadiyle karşılaşan Hassad vadiye inen uçurumun kenarında mola verip dinlenerek güneşin doğmasını beklemeye başlamış. Burayı aşıp yolculuğuna devam etmekte kararlıydı....

PenetratorGod · Video Games
Not enough ratings
9 Chs

XI - YER ALTI DÜNYASI

Yer:

Balyoz Yurt, Alik'r Çölü, Unutulmuş Prens'in Mezarlığı

Tarih:

Loredas, Last Seed'in 26. günü 4E 201

Dasmir, Hassad'ın birkaç gün önce hazinenin odasına ulaştığını bilmiyordu. Hassad ona bunu söyleyince sevinçten uçacak gibi oldu. Keşfe başlamak için sabırsızlanıyordu ama Hassad ona bir plan yapabilmek için sabırlı olmasını söyledi. Çünkü başarıya ulaşabilmeleri, bunun sağlamlığına bağlıydı.

Hassad, Dasmir'e öncelikle dehlizin sonunda gördüğü odayı ve duvarlarındaki kapalı kapıları anlattı.

"O kapılardan birini açabileceğimi sanıyorum. Dehlize girmeme izin verir misin Hassad? İnip şansımı denemek istiyorum." dedi Dasmir bir süre düşündükten.

"Ama ben hepsini zaten denemiştim, hiçbiri açılmıyordu. Sen nasıl açacaksın?"

"O zaman bunu birlikte yaparız."

Dehlize açılan kapıya doğru ilerlediler. Dasmir ardından işe başlamak için hazır olduğunu göstermek amacıyla kapının karşısına dikildi. Kapının üstündeki taşı iterek yüzlerce yıldır kimsenin el sürmediği bir hazineye ulaşacaklarını düşünüyorlardı.

"İşte dört kapılı yerdeyiz Dasmir, dehlizde dikkatli yürümeliyiz. Sonuna vardığımızda odayı göreceksin."

Dört Kapıyı da denediler ancak sadece biri çabalarına karşılık vererek açıldı. Dasmir birden oraya doğru atılıp aşağa inmeye başladı.

Biryandan da şöyle bağırıyordu:

"Bekle beni Hassad, döneceğim!"

Hassad onu kararsızlıkla beklemeye başladı. Acaba peşinden gitmeli miydi? Ama karanlıkta birbirlerine çarpabilir ve düşebilirlerdi. İstemeyerekte olsa kapının girişinde kaldı.

"Dasmir ses verde indiğini bileyim!" diye seslendi Hassad.

Dasmir dehlizde ağır ağır iniyordu. Çok geçmeden odaya ulaştı. Ama sesi çok derinden geliyordu artık. Ses, birden kesildi. Hassad susup dikkatle dinliyordu. Dasmir'in hırıltıyla çıkan nefes alıp verişini duyar gibi oldu.

"Dasmir!"

Ama Dasmir ona cevap vermiyordu. Birden gök gürültüsünü andıran bir ses geldi. Sanki deprem oluyordu. Dehlizden büyük bir toz bulutu yükseldı. Kapıdan çekilirken Hassad endişeyle bağırmaya başladı:

"Dasmir! Neler oluyor? İyi misin!"

Dasmir'in ne dediği anlaşılmıyordu. Belki de Hassad'ın sesini işitmemişti. Çünkü dehliz yoğun bir toz bulutuyla doluydu. Hassad o an Kum Altın köylülerinin yer altında yaşayan hayaletler hakkında söylediklerini anımsadı.

Sanki yer yarılmış, ruhlar ve şeytanlar fırlayıp çıkmış, dünyayı yerle bir edeceklerdi. Hassad'ın birden endişesi arttı. Dasmir'e tekrar seslenme ihtiyacı hissettii:

"Dasmir! Dasmir!"

Hassad sesinin vadideki yankısından başka bir şey duymuyordu. Yankılar, kulağına sanki insanların gurur ve aptallıklarıyla alay eden hayaletlerin kahkahaları gibi geliyordu.

Hassad'ın aklı başından gidecek gibi olmuştu. Acaba Dasmir yıkılan taşların altında mı kalmıştı? Hassad içindeki kaygı ve endişeyi bastırıp dostunun yardımına koşmaya karar verdi. Girişe yöneldi. Aşağıya indi.

Toz duman dağılmış, dehlizin havası temizlenmişti. Dehlizde birkaç adım ilerledikten sonra toprakla kapandığını gördü. İlerlemek imkansızdı.

Yüce İlahlar! Dasmir canlı canlı yerin altına gömülmüş olabilir miydi? Bu büyülü yerde hapsolan arkadaşı için ne yapabilirdi? Ne yapıp edip ölü ya da diri ona ulaşmalıydı!

Hassad dehlizi tıkayan taşlara basarken bunları düşünüyordu. Az sonra eğilip toprağı eşmeye başladı.

Yaklaşık bir saat kadar geçmesine rağmen Hassad yolu hala açamamıştı. Ayrıca şu anda kendiside boğulma tehlikesi yaşıyordu çünkü eştiği topraklar onu gömecek kadar olmuştu.

Eştiği toprağı yüzeye dökmeye karar verdi. Bu yüzden çıkan kumları kıyafetine doldurarak dışarı taşımaya başladı.

Bu şekilde saatlerce çalıştı. Sonunda dehlizi açmış ve tek büyük bir kapının bulunduğu odaya ulaşmıştı. Odaya açılan son kapı kapalı halde yerinde duruyordu. Fakat Dasmir orada yoktu...